“Ş” Harfi – Atasözü Açıklamaları
Şahin, sinek avlamaz.
Yüce amaçlar peşinde koşan ve kendini ona lâyık gören kimseler küçük, önemsiz,
değersiz şeylerin ardına düşüp de vakit geçirmezler.
Şakanın sonu kakadır.
El veya
dil ile yapılan şakadan, eninde sonunda hoş olmayan bir durum veya kavga
çıkar.
Şap ile şeker bir değil.
Dış görünüşleri bakımından kimi nesne ve varlıklar birbirlerinin aynı
görünürler. Oysa özde ve nitelikte birbirlerinden çok farklıdırlar.
Şeriatın kestiği parmak acımaz.
Şeriat, Kur`an`daki ayetlerden, Hz. Peygamber`in sözlerinden çıkarılan dinî
temellere dayanan Müslümanlık kanunları, yani İslâm hukukudur. Bu kanunların
karşısında herkes eşittir, ayrımcılık yapılmaz. Buradan yola çıkılarak ata sözü
şu anlamda gelişmiştir: Kanunların uygun gördüğü cezaya katlanılır; bu durumu,
zarar gören kişi de saygıyla karşılar.
Şeytanın dostluğu darağacına kadardır.
Kimi insanlar vardır ki, tıpkı şeytan gibidirler. Kurnaz, düzenbaz, alçak ve
kötü niyetlidirler. Bunlar kimilerini çıkarları için türlü yollara iterler,
kandırıp yoldan çıkarırlar, tehlikeli işlere bulaştırırlar. Bütün bunları
yaparken kendisi ile beraber olduklarını söylerler ama belâ ve felâketlerle
karşılaştıklarında, ölümle burun buruna geldiklerinde onu hemen terk ederler.
Şeytanla kabak ekenin, kabak başına patlar.
Kötü, alçak, düzenbaz, kurnaz biri ile ortak bir işe girenin başına türlü
felâketler gelir; oynadıkları oyundan en çok zarar eden o olur.
Şimşek çakmadan gök gürlemez.
Kimi önemli olaylar meydana gelmeden, bir gürültü kopmadan önce bazı
belirtileri görülür.
Şöhret afettir.
Herkesçe bilinme, tanınma ve bir üne kavuşma insanın lehineymiş gibi görünüyorsa
da aslında daha çok aleyhinedir. Şöyle ki: Kişi belki şöhreti sayesinde kimi
maddî imkânlara kavuşabilir ama kaybettikleri daha fazladır. Çok ünlenmek insanı
kibirli yapar, insana ne olduğunu unutturur, yavaş yavaş gerçek dostlarını
kaybeder. Herkesin dikkati üzerinde olduğu için doğal ve özgür bir şekilde
yaşayamaz, aşırı ilgiler onu sürekli rahatsız eder, dolaylı olarak kimi istekler
ve baskılarla karşılaşır, bütün bunlar onu sıkıntıya ve bunalıma sürükler,
huzuru kalmaz, sunî bir hayatın esiri olur.